Günlük yaşamımızda çevremize verdiğimiz tepkilerin ne kadar farkındayız?
Üzgün veya sinirli olduğumuzda pozitif düşünebilmek elimizde mi?
Farkındalık, bilinci ve beraberinde de algıyı artıran bir kavram. Bilinci 1 birim olan kişi, okuduğu bir kitabı ya da yaptığı işi 1 birim bilinçle anlar. Bilinci 5 birim olan kişiyse 5 kat daha fazla algıya sahip olur. Yani, farkındalık arttıkça anlayış da buna paralel olarak artacak ve sıradan gibi görünen fakat hiç de sıradan olmayan olaylar daha iyi algılanacaktır.
Düşüncelerimizi Kontrol Edebilir miyiz?
‘Kim olumsuz düşünmek ister ki?’ sorusuna herkes ortak bir cevap vermektedir. Kimsenin sinirlenmek, tartışmak istememekte ancak insanlar kendini bir anda olumsuz duygularla baş başa bulmaktadır. Düşünme kabiliyetimizin kontrolü bizde mi, değil mi? Kontrol bizde değilse nasıl pozitif düşünebiliriz? Bu gibi soruların yanıtları farkındalık eğitimi ile verilmektedir.
Farkındalık Eğitimiyle ‘An’ı Yaşayın…
Farkındalık, yaptığımız her işte, attığımız her adımda ve her düşüncemizde kendimize şu soruyu sormaktır ‘’Bunu yapmayı ya da bunu düşünmeyi ben mi istedim?’’ Farkındalık düşünebilme kabiliyetinin hakimi olabilmektir. Örneğin, çay içerken önce çay bardağına dokunuruz ve dokunduğumuzu onaylarız. Sonra bardağı kaldırırız ve kaldırdığımızı onaylarız. Sonra çayımızı yudumlarız ve ‘’Şu an sadece çay içiyorum’’ deriz. İşte şimdiye kadarki en güzel çayı içtiniz, sadece çay içtiniz ve farkında olarak içtiniz. Çay içerken aklımıza farklı düşünceler geldiğinde ‘’Ben sadece çay içiyorum, düşünmeyi ben istemiyorum. Düşünceler dışarıdan geliyor’’ diyebilmek farkındalığı sağlayacaktır. Farkındalık, yapılan eylemle bütünleşebilmektir ve bu da sadece ‘o anda kalarak’ gerçek olabilir. Çünkü düşünceler aklımıza ya geçmişten anılar ya da gelecekten hayaller şeklinde gelir.
Her Hareketinizi Bilinçli Yapın!
Farkındalığın kesinlikle iyi veya kötü insan olmakla ilgisi bulunmamaktadır. Farkındalıkta ‘iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin’ gibi kavramlar yoktur. Farkındalığın sadece düşünebilme kontrolünün bizde olup olmaması ile bağlantısı vardır. Farkındalık kendimizi tarafsız bir gözle izleyerek kontrolsüz kaldığımız durumları kaydetmemiz ile gerçekleşir. Farkında olan bir insan, attığı her adımı kendi onayıyla yapar. Bu insan çok usta bir sanatçı olabileceği gibi usta bir hırsız da olabilir.
Farkındalık Eğitimi Nasıl İlerliyor?
Farkındalık ve İzleme Uygulamaları eğitimiyle yaklaşık 5 hafta gibi bir sürede, farkındalık artık hayatımızın bir parçası haline gelmeye başlar. Bu uygulamalar tamamen izlemeye dayalıdır, bilişsel terapi yöntemleri uygulanır.
Farkındalık ile 4 ana olguya suçüstü yapmak amaçlanır;
* Yorum yapmak
* Yargılamak (Önyargı)
* Sorulmadan konuşmak ve açıklama yapma gereği
* Sorulmadan kendinden ve sevdiklerinden bahsetmek, yani kendini kanıtlama çabası…
Bu 4 ana unsurda gizli kameramızı açabilirsek ve kendimize tarafsızca bakabilirsek ne kadar kontrolsüz bir biçimde yaşadığımızı fark edebiliriz. Bunların iyi veya kötü, doğru veya yanlış olması önemli değildir. Bunları isteyerek yapıp yapmadığımızı sorgulamamız yeterlidir.
Eğitim Sonunda Bireyi Neler Bekliyor?
Farkındalık eğitimini tamamlayan bireylerde düşünebilme kabiliyetinin kontrolü sağlandığından, istenmeyen düşünceler akla gelmez ve bomboş bir zihne sahip olunur. Bu da yapacağımız işlere odaklanabilmemiz anlamına gelir. Bir sanatçı için bu ‘ilham’ kelimesi ile açıklansa da ‘farkında’ birisi için sıradan bir durumdur.
Farkındalık ile duyguları izleyebilme, öfkemizi ve tepkilerimizi kontrol edebilme yetisi kazanmaktayız. Bu da istemedikçe üzülmeyeceğimiz ve tepki vermeyeceğimiz anlamına gelmektedir.
Yaşananları Kabul Etmeyi Öğretiyor…
Bu konuda ısrarla vurgulanması gereken, tepki vermenin iyi veya kötü olmadığıdır. Bu eğitim, başımıza gelen olayları iyi-kötü demeden olduğu gibi kabul edebilmemizi sağlamaktadır.